para iadesi genellikle para puan şeklinde geri veriyorlar ama detaylı bir şekilde profilinizde parayı hesabınıza geri alabilirsiniz. içiniz rahat olsun.

Ödeme şekli “Kredi Kartı” ve tercihiniz “Para İadesi” ise; ödemeniz online olarak hemen kredi kartınıza yapılacaktır.
• Ödemenizin hesabınıza yansıması bankaların işlem sürelerine göre farklılık gösterebilir.
• Ödeme şekli “Havale/EFT” veya "Kapıda ödeme" ve tercihiniz “Para İadesi” ise; bildirimde bulunduğunuz IBAN hesabınıza paranız geri ödenir.

demişler. kredi kartı ise geri yatırırlar direk.

provizyonda işlem gözüküyordur, çekmişlerdir diye düşünüyorum.

Encard ile aldim.

Şöyledir böyledir demektense direkt cevabı vereyim geçen gün Hepsiburada.com'dan sipariş iptal etmiş biri olarak...

Para çekimi gerçekleşti. Bekleyen provizyonda dururken geri iade açıyor otomatik olarak sistem. Sonra da banka kartına nakit olarak iade edilir.

Kredi kartı olsaydı kredi kartına da direkt iade oluyor. Puan iadesi falan değil.

IBAN'a gerek yok.

Aynen puan falan değil, direk karta artı olarak yansıyacak şekilde iade olur.

105'ten 90'a indim, daha da yolun başında sayılırım...

Yemek konusunda seçici olmaya başlaman lazım. Bu yediğim sadece karnımı mı doyuruyor yoksa gerçekten zevk mi alıyorum bunun ayrımını yaptıktan sonra yediklerimde azalma oldu.

Çok çok sevdiğim bir yemeği yiyor olsam dahi belli bir noktadan sonra sevdiğimden ziyade alıştığımdan ağzıma götürdüğümü farkettim. Ona dikkat ederek yesen sıkıntı olmaz bence.

yemeyeceksin bu kadar basit.

bedava yeme imkanın varsa hayatta bırakamazsın.

Kaliteli ye. Pahalı ama porsiyonu küçük şeyler.

iş bankası öğrenci belgesiyle hesap actırdıgınız zaman hesap işletim ücreti almıyor.

ENPARA

teb hesabını kapa cepteteb hesabınla devam et. cepteteb hesap için ücret yko.

Is bankasi +1

@cek cepte teb hesabi teb banka kartima bagli öyle olunca da ikiside kapanmaz mı?

internet bankacılığından cepteteb hesabını da kartına bağla (sanırım 5 hesaba kadar bağlayabiliyorsun), hatta ana hesap yap. sonra teb banka hesabını kapa. cepteteb hesabına bağlı şekilde kullanmaya devam edersin banka kartını.

Enpara ya da ogrenci belgesiyle is bankasi. 114 nedir insaf.

enpara

İş bankası her 6 ayda bir öğrenci belgesiyle tekrar kayıt istiyor. Enpara Su an masrafsiz

playcard yıllık 20 lira ama karta ek olarak vadesiz hesap ve int şubesi de kullanırsan ücretsiz

Bence çıkmaz. Ancak bu işle profesyonel ilgilenen bu tür sitelere para verir.
Onların bütçelerini sarsmayacak şekilde fiyat koyarlar.

Basit seviye kullanıcı bedavaya yakın bile olsa google vs varken para vermek istemez.

her yerde kullanılan bi görsel olsa bu sefer satın almak istemeyeceksin mesela?

fiyat/performans en iyi olanı videohive ve photodune (tüm envato ailesi). Shutterstock gettyimages vs aşırı pahalı ben bak(a)mıyorum bile.

site ciddi bir kısmını (%50 den fazla) alıyor.

banka anlaslamı yaparlar genelde.

Okuluna göre değişir. Doğrudan senet yapan da var banka anlaşması yapan da.

anlaşmalı oldukları bankadan okul taksidi için hesap açtırıyorsun, sonra o hesaba yatırıyorsun her ay. sen parayı yatırmazsan okul bankadan yine çekiyor ama sana banka faiz uyguluyor.

Direk kredi kartına taksitde yapıyolar

Senet yapan da bakkal gibi takibi kendi yapmaz...

Direkt bankaya verir senetleri. Vadesi geldiğinde banka ilgilenir.

Sabah erken ve cuma günü öğlen 11:45 olabilir bir de.

16 ve sonrası.

bugün 16da gittim sırada 71 kişi varmış nalet olsun, bi de sabahtan deneyeyim

sabah daha kalabalık oluyor.

Gittiğin ptt yi değiştir.

@pastrami niye insanın hayatını karartmaya çalışıyon olm. sabah gittim 5dkda sıra geldi hallettim çıktım. @pompei sen burda harcanıyorsun güzelim, bu yaşta bu zeka

obez kirpi kusura bakma ya. ben hep gündüz gittiğimde yaşlı emmiler teyzeler dolu oluyordu büyük şubelerinde. ona binaen öyle dedim. işin hallolduysa ne güzel...

tamamen piyango hiç bi standartları yok hatta ve şansına bağlı

ben 6 ay önce falan sadece orada bilet bulabildim diye kullandım da...

arkama yaslanınca sırtıma tel girdi ya. koltuktan tel fırlamış bildiğin. yolculuk boyunca sırtım kanadı.

Süit olan otobüslerden bilet bulmaya çalış. Konforu falan unut beklentiye girme, bavulun çalınmasın diye, canlarının istediği bir yerde durup otobüs bozuldu herkes nereye gidecekse kendi imkanlarıyla gitsin deyip araçtan indirmesinler diye dua et. Muavinlerin tacizleri hakaretleri müşteri hizmetlerinin umursamazlığı ohooo. Metro turizm deyince içime öküz oturuyor, kolay gelsin.

genellik kötü. çok kötü.

a noktasından b noktasına giden bir otobüs ile

b noktasından a noktasına giden bir otobüs

bayramda çarpıştı

ikisi de metro otobüsüydü.

bana sorarsan intihara kaza süsü verebilecek yegane yol.

Bir kez kullandim Bulgaristan Turkiye yolunda arizalandi. Tam 5 saat Bulgaristan'da otoyol kenarinda hicbir sey yapmadan bekledik.

Emniyet kemerini tak

binme. kaza yapma ihtimalin diğerlerine göre çok çok daha fazla

kısa mesafe iyi ama uzun mesafede çekilmez.

3 hafta önce otobüsleri bizi alacağı yere 1,5 saat geç geldi. Otobüs'ün egzozundan kara dumanlar çıkıyordu. Otobüs orda kaldı. Sonra aceleyle bize küçük bir otobüs tuttular. Sıkıntılı bir yolculukla istanbula ulaştık. Bu durumu telafi etmeniz gerekmiyor mu diye kendilerine yazı yazdım. Bana anlamsız bir cevap yazdılar. Tavsiye etmem.

Ne yalan söyleyim ben mayısta izmir'e gittim suit otobüstü ve sorun yaşamadım. Televizyonda da bir yığın film vardı yolculuk gece olduğu için fosur fosur uyudum film izlemeye gerek kalmadı.

yanında napsam rezil olamayacaagım sevgililer seçiyorum

eğer gerçekten sevgilinse yanında rezil olmazsın

evet.çaktırmadım.
Edit: Sorunun nesini anlamadınız? Merak ediyorum basit bir Türkçe ile adam soru sormuş ve soruya cevaptan ziyade soruyu yorumlamışsınız. Gerçekten sevgilinseymiş, yok kardeşim noter tasdiği yaptırıyoruz sevgili olmadan önce, breh breh breh. Lisede mi kaldınız yahu?

@Rakıcandir adamsın :)
Bakıyorum kimse osuruğundan bahsetmiyo :)) hepiniz osurdunuz biliyoruz :)

Ilk erkek arkadasimlayken kuzenimle karsilasmistik. Kuzenim cocukken yaptigim bilcumle igrencligi anlatmisti muhabbet olsun diye. Bayagi utanmistim.

sağlam dayak yemiştim. 6-7 kişiden hem de. ağzım burnum yer değiştirmişti :)

ama öpünce geçmesi gibi bir durum varmış. yalan değilmiş o. onu keşfetmiştik ardından.

john yanında osurmak büyük bir olay değil. bunu mesele etmek cocukca geliyor bana.

anasını satayım ya!
kadıköyde ufak çocuklar bulaşmıştı, satmadık aldıklarından,kız da tes bi şeyler söylemişti galiba. piç kızın saçını çekti. dizime kadar boyu var. vursan vurulmaz, sövsen sövülmez. ne yapacağımı bilemedim amk

ulan nerden hatırlattın :)
sevgilimi durağa bırakıyordum, durak kalabalık, bu kalabalığın içinde de 4-5 kişilik bir apaçi gurubu var.apaçilerden birisi sokak köpeğine tekme attı, köpeğe şiddet hassas noktamdır. bir de içkiliyim ki sorma.o an herşey karardı, rakip grup kalabalık ama 10 metre geriden de benim arkadaş grubu geliyor. onun de verdiği güvenle bu grubun üzerine nara atarak koşarken benim bol kot pantolon düşmesin mi amk.? pantolonu geri çektim :) onun da verdiği utançla tam cinnett geçirdim yakaladım bitanesini.nasıl giriştiysem katil oluyodum.elimden zor aldılar.tabi beni gören arkadaşlarım da mevzuya dalınca bunlar kaçacak delik aradı. benim dövdüğüm çocuk da yanlış çocukmuş. köpeğe o vurmamış, vuran piç zerre kadar şiddete maruz kalmadan kaçmış. neyse özür diledim elemandan. arkadaş olmayın böyyle piçlerle bak sizi bırakıp kaçtı filan diye bir de nasihat verdim. tam bir utanç günüydü.

İlk erkek arkadaşımla, ilk buluşmamızda bi sokakta yürüyorduk ben de o zamanlar toptombiştim-şipşişmandım derken yanımıza bir adam yaklaştı, zayıflamayı düşünmez misiniz dedi ve bizle yürümeye başladı. bakın hayat böyle çok zordan girdi herbalife'ın faydalarına kadar anlattıkça anlattı, ben yok istemiyorum, düşünmüyorum dedikçe de gitmedi. O kdr utanmıştım ki bi daha 20 gün sonra zar zor görüştük. pis herbalife hiç de bi işe yaramaz :D

Yapamazsın.

teşekkür ederim araştırayım.

lise mezunuyum derdim. durumumuz yoktu okuyamadım.

kardeş etiketinle değil kendini geliştirmenle öne çıkmışsın gurur duyacağına utanıyorsun.

bence eğer bazı işleri yapamayıp "ama ben lise mezunuyum" gibi bi savunma yapmıyosanız ki yazınızdan anladığım kadarıyla öyle bişey yok, boğazınızın düğümlenmesi için bi sebep yok.

saklayacak bir durum yok. gayet acik ol sorun degil. yalniz lise mezunuysan acikmogretime falan gir bari. sinavlari takip et. en azindan lisans diploman olsun.

Evet açıkoğretim oku bari. amacı bu zaten.

ben olsaydım benim de konuşasım gelmezdi. demek ki ben de insanları okuduğu üniye göre yargılayan biriymişim. bence soru sorulduktan sonra direkt lise mezunuyum demektense liseden sonra şöyle yaptım böyle yaptım şeklinde nispeten uzun cevaplar vererek geçiştir.

dostum @rubenanyukov doğru söylemiş. dert edinme. eğer ki o işleyerinin çalışanları iş yapmak yerine geçmişleriyle hava atan sikko insanlar değilse birbirlerini bile ciddiye almazlar.
muhtemelen patronun bile lise mezunudur. değilse eğer biliyorsun ki çoğu patron lise mezunu olur.

eğer ki onların yanında yerini almışsan üniversitelerde zaman kaybetmek istememiş bir insansındır. anladın mı? sunum ve imaj... ;)

O ünileri okumadan o adamlarla aynı yerde okuyorsan utanılacak değil gururlanacak bir şey bu. Gururlanarak bile söyleyebilirsin. Kaldı ki ben böyle durumda sana şaşırır ve hayran olurdum sanırım.

Hayat üniversitesini bitirdim falan deme de ne dersen de. Durumumuz yoktu da demene gerek yok. Millete ne bize ne senin hayat mücadelenden. Sonuç olarak okumamışsın işte. Ezik olma işini iyini yapıyorsan problem yok.

@empat +1

odtülü bogaziçili adamların çalıştığı yerde sen lise diplomanla calısıyorsun demekki sende ışığı görmüş patron sıkıntı yapma. acık öğretimden işletme iktisat bişey oku soran oldugunda anadolu uni işletme dersin. sıkıntı yapma. ama oku!

senin yerinde olsam gurur duyardım. kafayı mı yedin kendini ezik hissediyorsun? bırak onlar utansın.

tam tersi. aynı yerde üni mezunu insalarla çalışıyorsun ne güzel. kendini kötü hissetme lise mezunuyum derken

LISE MEZUNUYUM diye soyle sorduklarinda. Ezik kalman cok gereksiz.

ortaokul mezunuyum çalıştığım ortamlarda seninki gibi ortamlar hep ama ben bununla gurur duyuyorum hatta ne güzel kendini eğitmişsin diyenlere de sağlam bir fırça kayıyorum bu her bireyin görevidir diye.

adam benden 8 sene fazla okumuş önünde hazır bilen biri gelmiş, anlatmış anlamayınca anlamadım demiş adam bir daha anlatmış, ben kıçımı yırttım anlamak için defalarca tekrar tekrar okudum aynı şeyleri bunu da eğlendiğim için yaptım o görevi olduğu için.

öte yandan o okurken elinde olan pek çok akademik kaynağı önemsememiş bile, bir sürü öğrenci var, hepsi akademik dergileri okulun networkünden ücretsiz edinip okuyabiliyor ama % kaç bu oran? yada çok sağlam profesörleri var (çakma değilde düzgünlerinden bahsediyorum) iki kelam edip bişiyler kapayım demiyorlar sen ben gibi adamlar sinekten yağ çıkartıyoruz iki gıdım bilgi için.

Tabii bazıları da (az ama varlar) hayvan gibi bilgili ve ilgili oluyor onları ayrı tutuyorum. o tiplere hafiften özeniyorum ne yalan diyim.

Ezilmeye gerek yok kesinlikle. onlar ezilsin hatta ulan lise mezunu adamla aynı işi yapıyorum aynı parayı alıyorum, allah belamı versin niye daha fazla dikkat etmedim okuldayken bu işlere diye.

Edit: yanlız bazen okuduğum makale yada yazıları anlamıyorum ama onlar bir bakışta (okumadan bile) anlıyorlar işte o anlayamama durumu var ya beni deli ediyor, anlamam lazım (ihtiyacım var yani bir iş için) ve anlayamıyorum (özellikle de matematik) o zaman sinirleniyorum falan işte ama bu durum da senede bir falan oluyor.

ulan odtülüyüm.
ama hiçkimseyi de ezmeye ezik görmeye hakkım yok.
bir defa herkesin böyle düşündüğünü bil.

ikincisi kendini geliştirdiysen lise mezunu olduğunu gururla söylemelisin.
bir sürü zeki adam zaten lise üniversite terk

sen kendi işine bak keyfinde ol gerisi önemli değil

Yale mezunuyum, iş yerinde odtülü gördüm, onu bile ezmedim. Ne ezcem, zaten allah ezmiş.

yani ek bir iş yapmıyorsa, yönetmenlerin çoğu senaryo da yazar, yapımcı yönetmene gelir şu filmi çekelim der, fiyat bu der, anlaşırlarsa böyle kazanır işte.

Zeki Demirkubuz Bahçeşehir'de mi ne ders veriyordu mesela.

@scent hadi ya, anladım ne güzel

@cekilmiş hiç aklıma gelmemişti iyiymiş o da.

teşekkürler ;)

Eklemek isterim; Zeki Demirkubuz şimdiye kadarki filmlerinin neredeyse tamamında aynı zamanda yapımcı da...

festival işinde çok iyi para var

bu ne anlama geliyor @scent?

yapımcı parasını kendisi mi alıyor yani?

yapımcı/yönetmen demek adam zengin demek asdsadf

hadi ya. yani sponsor paraları da cebe değil mi? neticede yapımcı sponsordan para alır diye biliyorum.

Fakirlik içinde zor durumda ölen, geç gelen az zenginlik yaramayanlar da var mesel ahmet uluçay

sponsor karşılıyorsa da zaten bütçe bellidir. 750 bin lira diyelim. oyuncuya ekibe carta curta dağıttı geriye 100 bin lira kaldı. bunu iade mi edecek? hayır. 100 bin liralık ıvır zıvır faturası kestirtir, o parayı cebe atar.

haklısın @mistreated biliyorum :(

yazık. bu topraklar tonla yeteneğini heba etti ve hala da ediyor.

böyle adaletin içine tüküreyim.

Olm biz boşuna mı zamanında oss çalıştık maaşlı iş için okuduk.

ya öyle düşünmedim @kelepir :)) zaten bahsettiğin duruma örnek değilim eğer bana göndermede bulunuyosan :)

@cekilmiş anladım, yani mantıken öyle oluyordur herhal ;) sağol

zeki demirkubuz genelde kendi filmlerinin yapımcısıdır. dolayısıyla ödüllerden, gişeden falan filan kazanılan her para kendisine gider. oyuncuların, ekibin maaşını kendisi belirler ve öder.

daha doğrusu bunlar yapımcının görevidir. zeki demirkubuz da kendi filmlerinin yapımcısıdır işte. bağımsız sinemacı.

zaten zeki demirkubuz, nuri bilge gibi adamlara gidip de "hacı sana şu kadar veriyom, bana film çek" diyemezsin, çekmezler.

öte yandan genellikle işler şöyledir;
bir yönetmenin fikri vardır, kendine senarist bulur (yada kendi yazar) sonra yapımcı bulur ve "usta bizim böyle böyle projemiz var ne diyon?" der, yapımcının kafasına yatarsa bütçe konuşulur, yönetmenin alacağı ücret konuşulur falan. sonra film dağıtıma girdikten sonra kazanılacak tüm para yapımcıya gider. yönetmenle ekstra bir anlaşmaları da olabilir tabii, yani şöyle ki; mesela yönetmen sabit ücretle değil de filmin gişedeki başarısından kar payı olarak da anlaşmış olabilir.

ya da bir senarist, senaryosunu çekecek bir yönetmen bulur vs. yine aynı prosedür devam eder. veya bir yapımcı, tutacağını düşündüğü bir konuda film çekmek istiyordur, yönetmenlerle konuşur, birine güvenir işi verir.

özet: yönetmenler yapımcıdan filmin başarısından bağımsız olarak iş başlamadan önce bir ücrette anlaşırlar ve o parayı alır. (genelde)
değişik yöntemler de olabilir elbette, yapımcısına yönetmenine göre değişir.

öküz gibi öss çalışıp da mimar sinanda sinema tv okuyan bir kardeşim var ki bilen bilir alanında en iyisidir. türkiye derecesine sahip ( sınıfında bi çok arkadaşı gibi). bu sene 4.sınıfa geçti ve bitirme filmi için okulu dondurup çalışmaya karar verdi çünkü paramız yok. mal gibi işlere gidip it gibi yoruluyor setlerde bişeyşer taşımaktan. tek tercihi olan sinema için ''dünyanın en zor mesleği'' diye bütün sene su toplamış ayaklarıyla geldi eve. neyse inşallah bizimki de o kadar zengin olur bi gün. ne kazanıyolarsa hak ediyolar.

anladım @adin ne zenci detaylar için teşekkürler ;)

@soybean umarım her şey dilediğin gibi olur. kazansınlar takibi, gerçekten zor iş.

badine ekle beni kardeşin piyasadan uzak, kendi imkanlarında bağımsız bir film çekerse davetini beklerim :)

kolay gelsin :))

hanımlar beyler yorum yaparsanız eğer sabah bakabileceğim. şimdilik yatıyorum. iyi geceler.

bir doktara görünmek faydalı olabilir. başlığı görünce bende de oluyor diyecektim de sen duyuruda dolaşırken, su içerken falan oluyor diyorsun. ben de çok heyecanlı, panik tipim de o kadar da değil. :)

Bende de oluyor ama heyecan gibi değil kalbim durduk yere hızlanıyor kalp atışlarımı hıssediyorum. Muhtemelen kalp rahatsızlığıdır bence

(bkz: çarpıntı)

diyor ki

2002den 2012ye türkiye.

(???) zengin ülkeler sıralamasında 111den 9. sıraya, ticari olarak 250den 840 milyar dolara.
gelir 2300'den 11000'e (???)

erdoğan "ben çalmam" dedi diyor en sonunda da.

eksik çeviri ama aşağı yukarı yazdım.

Ceviri sayns'in dediginin aynisi. Sanirim artik suriyelilere bile propaganda yapiyorlar :)

Lübnanlı bir arkadaşım Facebook'ta paylaşmış da onun şaşkınlığını yaşayıp direkt sordum :)

www.eksiduyuru.com benzerdir belki.

santral kontrolü - hat kontrolü gibi bir rutindir. zira bu tarz işlemleri en az yoğunlukta çalıştığı saatlerde yaparlar.

evdeki elektronik eşyaların amına koymak için yapıyor o.çocukları.

Bu kadar sık kesiliyorsa online UPS alın. Uğraşmaya değmez

tekirdağ'da böyle 2-3 günde bir sabah 7 de mutlaka gider.

(bkz: böbrek piyasasının düşmesi)

şaka bir yana adresi falan belli değil mi telefonları falan yok mu bi ara yada git adreslerine gözünle gör, ne üzerine bu firma iş ne üzerine belki home office şeklinde çalışıyorda olabilirler bilemedim.

valla bilemedim ben de, adres var ama telefon yok. Yahu yeni açılan iş yerinde çalıştım daha önce, cep no verilir, o bile yok.

kurumsal olmayan bir yerle çalışsan ne olacak ki gitme bence için rahat değilse

yok gitme cidden ne olur ne olmaz başına bela alma durduk yere.

Git ama Yalniz gitme.

verdikleri adres işyeri adresi değil mi?
her işyerinin internet sitesi olmalı yasal olarak. mail atıp görüşmeye gelmeden önce firmanızı araştırmak istedim, bilgi bulamadım, bilgi verebilir misiniz diye mail atabilirisn.

ne mail ne telefon hiç bişey yok , sadece bir adres var, işte bilemedim olmadı gidip bi bakıcam duruma göre giricem binaya :)

cık, gitme. çok lazım olan bir yer olsa telefonla ararlardı zaten.

adını yazsaydın keşke yerin bizde bakardık belki sen bulamamışsındır.

ama için rahat değilse gitme. hiç bir şey böbreklerinden daha değerli deil.

kariyer.net'ten böbrek aramazlar. arasalar bile transkripti önemsemezler. ama şirket olabildiğince amatör bence. kurumsallığın yanından bile geçmiyor. haberin olsun.

kariyer.net'ten o kadar iş görüşmesi yaptım hiç yazıp çağırmadılar. hep telefonla aradılar. o yüzden böyle bir görüşmeyi çok önemsemezdim.

etli satamaz özel izin alması gerekli etli olanların fiyatları zaten uçuk büyük ihtimalle annen almazdı dürümcüden o fiyatlara

Etli satılmıyor diye biliyorum ben de annen gibi,
Fiyatından anlaşılır diyeceğim ama yine de en garanti yol alınan yere sormak galiba,

etli çiğköfte yok. 3 liraya kimse etli çiğ köfte vermez.

Bulyon da konuluyor, çok komik miktarlarda da et girebiliyor içine. Mesela .iğ köftesini kendisi yapan bir yerin 20 kiloluk çiğ köfteye 250 gram kıyma kattığını biliyorum.

fast food çiğköfteciler etsiz satıyor.. ayrıca etli satanlar 'Etli' diye belirtiyor zaten. develi de falan yedim ben en son etli çiğköfte... bırak fastfood ardahanlı meşhur hilmibey çiğköftecisini normal restaurantlarda bile kolay kolay yok

Ve bahsettiğim çiğ köfte etsiz çiğ köfte diye satılıyordu.

valla etli arasanız bulamazsınız, ben etli güzel yapan mekan arıyorum neredeyse hiç yok, o dürümcülerin yaptığı ise salçalı bulgurlu bulamaçtan ötesi değil, rahatlıkla yiyebilirsiniz.

Et yoktyur ama kemik suyu, et suyu, tavuk bulyon gibi şeyler koyabilyorlar.

etle yapılan çiğ köfte bekletilemez, hemen tüketilmesi gerekli. dışarda satılan çiğ köfteler bulgurdan felan yapılıyor.

bulyon vb. olduğu zamanlarda da kokudan belli oluyor zaten. et yemeyen biri rahatça anlar kanımca.

ilk parça 20 tl kalan parça başı 5 tl idi böyle hatırlıyorum

Kargo Ücreti

İnternetten alışverişlerde kargo ücreti, aldığınız ürünlerin toplam bedeli 100 TL ve altı ise 13 TL, 100 TL üstü ise ürünlerin toplam bedelinin %13'ü kadardır.

bu akşam geldim ikea'dan. ilk parça 30, sonrakiler 5,5 şehir içi amma velakin adamlar 2 gün içerisinde geliyo-gelmeden bi gün önce haber veriyo ve geliş saati belirtmiyo. yani bütün gün evde bekleyeceksiniz diyolar. iki saat önceden haber versin dedim öyle bi uygulamaları yokmuş. taksiyle getirdim, 10 lira ek para aldıi 50'ye kadıköy'e geldim.

Benim yolladığım şey online alışveriş için olan.

mutlu olacagin seyin pesinden git.

4üncü senesinde iktisati birakip, 6 sene daha universite okumus ve su an ogretmenlik yapan biri olarak soyluyorum bunu. Neyle mutlu olacaksan onun pesinden git, ardina bakma bile.

hayirlisi olsun.

öğretmenlik tabi ki de... maceraya gerek yok. o instagramda foto paylaşan ülke ülke gezen hosteslerin ağzına sıçılıyo. ne tatili var adam gibi ne hafta sonu ne de düzenli saati.

Hostestlik tabii ki. Bundan 15 sene sonra evlenmiş belki de bi de ev almış ailecek akdenize tatile mi gitsek diye düşünürsün anca. Ama hosteslik de zaten çalışırken geziyorsun. Maaşı da iyi. Sınıf atlayabilirsin. Öğretmenlikte çevren kısıtlı

hosteslik.

öğretmenlik elindeyken ne zaman istesen yaparsın. bir de bunun tadına bak. denemedim demezsin. hem ne biliyorsun belki hoşuna gidecek firma değiştireceksin falan. thy de olursa tadından yenmez gezme açısından. yoksa her firma canını çıkarıyor.

Ayrıca Hosteslerin bir çoğu Pegasus gibi firmalarda deneyim kazandıktan sonra büyük firmalara geçiyor. Ben THY için başvuracaktım ama 6 ay deneyim istiyorlardı mesela...

hostesliğin ucundan dönmüş biri olarak,öğretmenlik diyorum.Hosteslik gerçekten yıpratıcı bir meslek yakınlarımdan dinlediğim kadarıyla,ben alanımda devam etmeye karar verdim.Ama yine de seni heyecanladıran şey oysa deneyebilirsin.

hosteslik hiç iyi bir meslek değil, bir sürü yolcuya gün boyu hizmet ediyorsun. yolcunun kaptanın ayrı tribini çekiyorsun. sürekli havadasın, güzelce o basını da yiyorsun.

ha thy bu, parası iyi dersen onu bilemem, onda da ne kadar değer, ama pgs de ne kadar para alacaksın ki?
bence öğretmenlik iyidir.

kesinlikle öğretmenlik.

bikaç gün önce pegasusa ait uçakta öküzün tekinin, herkesin içinde hostese nasıl gider yaptığını ve buna karşı hostesin nasıl ağzını açıp kendini savunamadığını gördüğümden dolayı öğretmenlik diyorum.

ingilizce öğretmenliği mezunu arkadaşım var afedersin yırtınıyor canı çıkıyor atanabilmek için kaç yasında ücretli öğretmenlik yapıyor

sen burada hosteslik diyorsun.

gözünü seveyim saçmalama.

bakınca fiyakalı durabilir ama mantıklı olmak şart.

"Memuriyetten istifa edersek 10 yil icerisinde geri donme hakkimiz var. Fakat korkum bu yasanin kalkmasi ve geri donuse izin verilmemesi gibi bir kanun cikmasi gelecekte."

eğer bir kanun çıkarsa sizi bağlamaz. kanunlar geriye yönelik olarak uygulanamaz. siz memurluğu hak ettiğiniz tarihteki yasalara bağlısınız.

@Tavish deneyim istemiyor thy. Bazi actigi ilanlarda ozel sartlar oluyor 2 yabanci dil gibi falan, onlardan birine denk gelmiş olabilirsiniz. Thy'deki hosteslerin birçoğu ilk kez thyde başlıyor hosteslige. Thyde calismis insan da zaten pegasusa falan gecmez

burda yazanların çoğu ne hosteslik yapmıştır ne öğretmenlik. ben sana altın bilgiyi vereyim pegasus ise öğretmenliğine devam et. thy'ye girebiliyorsan öğretmenliği bırak.

not : farz et öğretmen iken pegasusa girdim, sonra thy'ye geçtim.

haha bu komik geldi ya. daha bugün ingilizce öğretmenliğini bırakıp hostes olmuş biriyle sohbet ettim.

thy olursa bırak, yoksa bırakma.

oha inanamiyorum ya cidi ciddi herkes hosteslik demis. her gun havalimani metrosunu kullaniyorum. sabahin 6'sinda gecenin 12'sine metroda inen/binen bir suru kabin memuru goruyorum. onu gectim o kadar ucaga bindim. oyle tipler var ki. birak hizmet etmeyi oturup suratina bakmazsin. ama meslek geregi essek gibi hizmet ediyorsun. kadin icin her gun sac toplama, makyaj, erkek icin her gun tras. her hareketine dikkat edicen. bir suru kural, kaide. kusura bakmayin ama bu ortamda degil dunyayi gezmek gezegenler arasi gezme firsati sunsalar hadi ordan derim.

Eğer MEB'e bağlı olarak atanmış isen kesinlikle öğretmenlik.Öğretmenlikten istifa edip geri dönme hakkın var ama bu durumda kpss ve atanma süreçlerine silbaştan başlıyorsun biliyorsun değil mi? Kazanılmış tüm haklarını kaybetmeye değer mi.

Hostesler zor şartlarda çalışıyorlar ve aldıkları para bence bu şartların karşılığı değil.Gecen güzdüzün yok herkes normal hayatına devam ederken dünyanın bir tarafalarındasın.Öyle gezmeye de çok vakitleri kalmıyor.

Hosteslikte alınan maaş da tahminen 4-6 bin TL arası olsa gerek.Öğretmen olarak en az 3 bin TL kazanırsın zaten yata yata.Elindeki mesleğin kıymetini bil aldığın riske ve fazladan çalışmana değmeyecek bir maaş farkı bu.15 bin tl alınsa burda tartışalım ama hiç değmeyecek bir fark söz konusu.

Benim çevremde öğretmenler ancak 4-5 sene atanamayınca başvuruyorlar kabin memurluğuna.

oyle bi is bulursan bize de soyle. mina koyim dalga gecer gibi soruya bak. bi de odtu mezunu. sizin gibileri gorunce parasizliktan okuyamadigim sisteme lanetler yagdiriyorum.

hurdacılık yap. geze geze çalışırsın, istediğin saatler arasında, istediğin kadar çalışırsın. "aa ben öyle çöpleri karıştıramam" diyorsan da hiç böyle sorular sorma.

Broşür dağıt, anketorluk yap, geze geze tam senlik.
Önceden hocalarım "üniversiteler haketmeyen nice odunlarla dolu bi bilseniz..." derdi, haklıymış adamlar.

sahilde çekirdek sat. arada kendin de çitle.

uh kıskançlık level +300 olmuş burda

5 yıla istediğin hayata kavuşursun biraz. kalifiye adamsın, iş hayatını öğrenince biraz da yükselince ayarlarsın

#mayeskuel, insanların tercihlerine saygı duymayı öğren.

#mhmtt, abi insanlar sürekli tecrübeyle birlikte sorumlulukların da stresin de arttığını söylüyor. bu da beni ürkütüyor.

@losev doğrudur stres de sorumluluk da artar ama zaman tasarrufu da artar. daha verimli kullanabilirsin zamanını, zaman tanı biraz derim.

devlet memuru ol. tamam bu dediklerinin hepsini amına koya koya yapamıyorsun ama vakit bol oluyor yani. özel sektördeki gibi mesainin yorucu bir tarafı da pek olmadığından gün sonunda sosyal ihtiyaçların için hala enerjin kalıyor. haftasonu vs.'de cabası.

ha unutmadan siz gençlerin enerjisine çok özeniyorum lan. ben 18 yaşındayken de bi yatak bulsam da yatsam diye yer arardım :)

öyle patron varsa getirin de beraber :D

"not: kalifiyeyim, odtü işletme+2 dil"

bunun yazıldığı başka duyurular da gördüm. acaba?

Odtü mezunu adamsın lan ne sahili amk?

yapmayın ya hu konu nerelere geldi gözünüzü sevim.

Ergenlik sancisi bunlar. Gecer zamanla.

hayat piyangosunun vurmasını bekleyeceksin o zaman. yani öyle bir fırsat gelecek ki bir kaç yılda paranın mına koyup uzun süre daha basit işler yapabilesin.ne zaman piyango vurur bilinmez. kimine 25 yaşında kimine 45... ama sen piyango vurmayacakmış gibi çalışacaksın mecburen.

yok bunu istemiyorum diyorsan hayatını basitleştireceksin mümkün oldukça. önce akıllı telefonundan kurtulacaksın. gideceksin bir kasabaya yerleşeceksin. uzaktan çevirmenlik, özel ders vs. yapmaya başlayacaksın. gelecek korkusundan kendini arındıracaksın. emekli olunca ne bok yiycem diye düşünmeyeceksin. şu festivale gidemedim, uzun zamandır yurt dışına çıkamadım demeyeceksin. bunları düşünürsen mutsuz olacaksın...

ne iş yapabilirimden önce bunları düşün... yani her şeyin bir bedeli var. bu bedeli ödemeye razıysan başla hemen.

Yanlış anladınız ben çalışmak istemiyorum demedim.
Sadece kendime daha fazla zaman ayırabileceğim, kasıntı mesai saatleri, kasıntı plaza ortamı içermeyen işleri sordum. 4 yıllık süreçte sadece Garanti Leasing de çalıştım ve hiç sevmedim ortamı. Bu sebebten ufkumu açmanızı istedim siz daha da daralttınız. Ben de biliyorum herhalde kinikler gibi yaşamasını mesele minimum hırs maksimum mutluluk değil.

haci o zaman bu aciklamalari ve detaylari bastan vereceksin. vermezsen ilk mesajindaki gibi simarik ve bencil intibasi vermis olursun. herkes senin istediklerini yapmak ister. ama sen direkt bunu bunu istiyorum, kime muracat edeyim? basitliginde olaya yaklasmissin.

çöker bence :)) ama hayatı sürekli bir terör düşüncesiyle yönetmek için bence biraz erken.

araba da patlatirlarsa birsey olmaz bence. koprunun tasiyici halatlarina vs baglayip o sekilde patlatirlarsa o zaman cokebilir

bogaz kopruleri ucaksavar koruma taburu diye bisi var hani belki kopruleri nasil koruyoruz a bi tur cevap olur.

Öyle köprü mü çöker ya? :D

abi o yöntemle unkapanı köprüsü bile çökmez

(bkz: eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek) :p

abi adamın aklına ne getirmişler. biz bunu hak etmiyoruz ya. (ben 1 haftadır evimden pek fazla dışarı dahi çıkmıyorum bu arada. anksiyete level 99)

ışıd'ın saldırdığını düşünen salaktır. ışıd saldırdı diye yapılan olay tamamen mit menşeiilidir.

@hasansabbah
benim gibi sakin bir insanı gece gece sinirlendirdin.
güzel kardeşim sen bilirkişi misin? sen uzman mısın? ne gördün geçirdinde bunları ışid değil mit yapıyor ,ışidin yaptığına inanan salaktır diyebiliyorsun?

bana da suruç olayı mit'in işi gibi geliyor. zira olaydan sonra havuz medyasının, tiranın ve küçük eniştenin söylemleri çok farklılaştı. ki buna dönüm noktası olması için de bir olay yaratılması gerekiyordu.

Gizlice bomba yüklü bir şekilde köprüye gelen otobüsün patlamasını engellemek için uçaksavar atmayı düşünen arkadaşı kutluyorum. Umarım en kısa zamanda genelkurmay başkanı olur.

boğaz köprüsü uçaksavar tabur komutanlığı diye bir şey var... genelkurmay böyle bir şeyi zaten düşünmüş ;)

Amcam askerliğini köprünün ayaklarındaki uçaksavar birliğinde yaptı. Dolu oralar yani.

Bilemeyiz sorun sahada ne olurdu mu sonucu ne olurdu mu
Sahada kazanırdı ama zamanla siyasette kaybederdi

cengonun kendisi ön cephede mi savaşıyormuş?

bence polat alemdar hepsini tokatlar kanka xD

Nays kueşçın. Lojistiğin çok sorun olacağını sanmıyorum sonuçta geçtiği yerlerden zorla istediğini alan bir adam. Ha ama bir problem evet.

Senin sorularının hatası şu, yanlış dönemdeki güçleri karşılaştırıyorsun. En güçlü döneminde sovyetler mi selçuklu mu desem ne diyon amk dersin. Bu da aynı. Roma'yı Roma yapan (daha doğrusu 400-500lerden önceki bütün güçlü devletler için geçerli bu) askerleri bireysel çatışmadan çıkartıp bir birlik altında savaştırmayı başarmış olmaları. Sikik şehir devletlerinin, Osmanlı'nın vs. zerre sikinde değildi bu olay. Bütün talimler bireysel dövüş üzerine yapılırdı. Asker daha iyi savaşsın diye. Roma (Yunanlardan aldı başlangıcı diyenlere hak veriyorum. Ama bu kendi sistemlerini oturtmadıkları anlamına gelmez.) piyadeleri bir uyum içinde savaştırmayı başarabildiği için sayısal azınlıkta olmalarına rağmen çoğu savaşı kazandı. Savaş sırasında bütün düzeni alt üst olmuş barbarların Roma piyadeleri tarafından biçilmesinin sebebi de bu. İstediğin kadar barbar ol taktik özürlü ol savaş başlarken gayet nizami bir şekilde başlarsın. Ama bu düzeni kaybettiğin anda Roma dümdüz eder seni.

Sonuç olarak Roma, piyade döneminin en parlak isimlerinden birisidir. Denizaltında sovyetler neyse, denizde amerikalılar neyse Roma da piyadede odur.

Kavimler göçünün ve o tarihlerin bu kadar karmaşık geçme sebebi ise iki düzenin birbiriyle çarpışması. Piyade döneminin kapanması ve süvari/kalabalık piyade (kalabalığın işe yarama sebebi, düzensiz orduların hakkından gelebilecek kalitede bir piyade ordusu 1000 yıl boyunca çıkmadı. Yoksa temelde bu 1000 yıl, süvari yılıdır. Ama piyadeler de Osmanlı'daki gibi haçlı seferlerindeki gibi bireysel takıldığı için kalabalık kimse doğal olarak onun kazanma ihtimali artıyordu.) döneminin açılması bu dönemlere denk geliyor. Birinin temsilcisi Roma, öbürününki ise Attila.

Attila'nın başına ne geldiyse, Cengo'nun da başına onlar gelecektir eminim. Attila'nın neden Roma'yı işgal edemediğini (ama başına sağlam bela oldu, yalan yok) araştır coğrafi engeller çıkıyor ortaya süvariler için.

Özet geç piç diyorsan eğer. Tek bir savaştan bahsediyorsan iki taraf da amı götü dağıtır Cengo da Romalılar da ağlaya ağlaya arkasını dönüp kaçar. Yok 10-20 yıldan bahsediyorsan eğer, Cengo Attila'ya göre biraz daha barbardı. Birkaç savaştan sonra Roma'ya kamikaze dalışı yapabilirdi bence. Napolyon'un Moskova'ya girişi gibi olurdu diye tahmin ediyorum. Bitmiş bir şekilde girerdi Roma'ya, ya şehirde ya da başka bir yerde götünü keserlerdi Cengiz'in. Ordusunun falan değil, direk kendisinin.

Torba kapandı ve torbayı diğer hareketi sağlayacak kişi teslim alacak. Senle alakalı değil o. Herşey yolunda :)

superonline yalın adsl kullanıyorum, memnunum.

Fiber de superonline adsl de hepsi gotum gibi

Superonline fiber kullanıyorum ve memnunum. Ttnet ten geçtim.

Yaza Merhaba tarifesi var bak bi ona. 3 ay da bedava.

Avukat değilim ama baba eğer yasal olarak devri yaptıysa oğluna, tüm hak oğluna aittir.

tapu oglunun adinaysa dogmaz tabiiki. Ancak yine de miras davasi acabilirler abilerine

mal sahibi olan büyük oğlu. diğer çocuklara miras hakkı doğmuyor o yüzden. büyük oğul öldüğü vakit eğer onun altsoyu da üstsoyu da yoksa/hayatta olmazsa doğar miras hakkı. binanın yıkılmasıyla da ilgili değil.

muvazaa ile ne ilgisi var? muvazaa olması için tarafların aslında yapmak istedikleri işlemin görünürdekinden farklı olması lazım. örneğin vergi sebepleriyle bağışı satış gibi göstermek... çocuk kayırmanın adı muvazaa değil. varsayalım ki diğer evlatları hayırsızdı da ondan büyük oğlunun üzerine yaptı, işin özünü bilmeden muvazaa demek etik değil hiç. görünürde muvazaa yok.

sonuçta mesaj bu yazarsın sonra o yazar. illa hemen yazılacak diye bir şey yok.

bu kadar kasma, sakin ol.

herkes elinde telefonla yaşamıyor, sakin ol.

ya arkadaş o an telefon elinde işte. 4 saniye önce mesaj yazmışsın, elinde yani telefon.

yazıp direkt whatsappi kapatacağına bi 10 saniye bekle amk. beklee çok mu zor?

okundu falan yazsa gene bişi demicem, okumuş cevap yazmamıştır diyeceğim.

yazıyor, yazar yazmaz telefonu kapatıp siktir olup gidiyor amk ya.

@kuzey,

güzel kardeşim elinde telefonla yaşamakla ne alakası var? 3-4 saniyelik bir periyoddan bahsediyorum. yazdığı mesaja 15 dakika sonra cevap verdim niye geri dönmedi demiyorum.

bişi yazıyorsan bi sohbet açıyorsan 5-10 saniye beklersin bir şey yazacak mı diye?
hepsini geçtim amına kodumun telefonu 3 saniye önce elinde mesaj yazıyordu. naptı telefonu tuvalete atıp sifonu mu çekti?

biraz mantıklı yazın ya zaten piştim sıcaktan

@kamera motor mantıklı bulmadığın şeyi her zaman yapıyorum aklıma geliyor hal hatır soruyorum. elimden bırakıoyrum o arada bir iş çıkıyor iki saat sonra geri dönüyorum. ben nereden bileyim karşımdaki adam ne zaman geri dönecek atarım mesajımı elimden bırakırım telefonumu.
zaten 10 saniye dönen bir tane arkadaşım bile yok. dediğim gibi elimizde telefonla yaşamıyoruz.

Bu o kadar degil, bir ara nasil olsa cevap yazar da, ben "Niye hemen cevap vermiyorsun"culara deli oldugum icin herhangi bir chat programi yuklemiyorum telefonuma. Mesaj da atmiyorum, sadece ariyorum. Gecenlerde bir chat programi yukledim gerci ama aktif kullanmiyorum.

Ben belirli aralıklarda telefonu kontrol ediyorum. Pat diye telefondan ses geldi diye cevap yazmak zorunda hissetmiyorum. Acil bişeyse aramak diye bişey var en nihayetinde. Ha bazen telefonun sesini ve titreşimini de kapatıyorum ama arama gördüğümde de tanıdığım bir numaraysa hemen dönüş gerçekleştiriyorum.

Akilli telefonum cortladi, cortlayana dek farkettim ki daimi olarak gec notification almisim son dönemde. Millet bana yaziyor, aninda yanit geliyor ama sesi cikmiyor aletin. Gece 2 bipliyor, dönüp bakiyorum bu saatte ne bu lan diye, meger mesaj 8de atilmis.

Böyle olabilir.

Ayni sekilde ben de milleti trollüyorum böyle, sana diyecegim gösterecegim var ama muhabbet havamda degilim, geyik yapcak vaktim yok. Yazip kaciyorum. Hatta cogu zaman ya cok erken ya da cok gec yaziyorum ki yanit atamasin. Eger 19 dk evvel onlinesa, mesaji yazip göndermeden cikiyorum, adam afk iken atarim diye.

Bu da olabilir, arada yaparim ben.

Ha zerre umrunda olmayabilirsin.

Telefon cortladi, birkac haftadir ne mesaj ne ses. Gerekli olan ulasmasini biliyor, olmayanla isim ne? Kafam rahat. Öneririm böyle dert ediyorsan. Ya da derdini seveyim.

ben bugün Doubt(2008) filmini izleyeceğim, sanki galiba ona göre ama henüz izlemedim

Boyhood

Fault in Our Stars

Keith (2008)

kendi problemlerinin ne kadar da sıradan olduğunu ve aşılamaz olmadığını anlayacaktır.

Doubt'ın konuyla alakası yok onu söyleyebilirim.

www.imdb.com

Doubt bayağı yetişkin filmi ve de konuyla alakası yok. @scent of a pastrami +1

Boyhood'da çıkış yolu yok. :(

Fault in Our Stars fazla romantik gelebilir ama @oddyseus'un bakış açısı çok anlamlı. +1. Keith'i izlemedim.

The Perks of Being a Wallflower +1

Benim önereceğim film: The Breakfast Club. Bu film bence çok uygun o yaş grubuna ve filmdeki karakterler birbirlerine zıt ama hepsinin ayrı problemi üzerinde duruluyor. Karanlık bir film de değil, çok güzel işleniyor konu. 17 yaşımda izlemiş olmayı çok isterdim. The Perks of Being a Wallflower'ın yazarının da esin kaynağıdır.

dead poets society
october sky
flipped

Dead Poets Society izlemesin. O çok acıklı bitiyor. İçine oturuyor insanın. Çıkış yolu yok...

october sky, flipped de öyle değildir umarım. Onları da izlemedim.

Ota boka yorum yapıyorum, özür dilerim de çocuğun psikolojisi daha çok bozulsun istemediğimden.

they live
where is the friend's home
on the waterfront
the straight story
buffalo 66

teşekkürler, bolca izleyeceğimiz film oldu.

seviye ne arar la duyuruda?

ne zamandan beri üyesin bilmiyorum ama eskiden görecektin burayı asıl.

her yerde olduğu kadar burda da var her türden insan. şahsen rahatsız eden bi durum olmadı şimdiye dek.

Cevapların seviyesi sordugun soruya gore değişiyor aslında. Belli bir uzmanlık gerektiren, çok kişisel olmayan şeyler soruyorsan o oranda düzgün cevaplar veriliyor.

ben hiç memnun değilim seviyeden, o yüzden nadiren uzmanlık gerektiren şeyleri soruyorum artık buraya. ne yönetim var ne bi şey. burası da troll doldu. kendim de duyuruyu pek amacına uygun kullanmadım işin açığı.

tabi bir de shedacron var.

troll çok fakat yine de seviyorum burayı. çünkü bilgili, kültürlü, kalbinin temizliğine inandığım insanlar var. Tek tek nick yazmayım. Mesela donut canavarı onlardan biri ama kızmış duyuruya galiba.

Ne ictiniz efendim siz?

Bi soru sordugumda ana avrat soven iki kisi oldu mesela bana. Kendimi ilgilendiren basit bi soru sormustum. Ama cok kaliteli insanlarla da karsilastim elbet.

Eski +1

mesela en pislik insanlardan biriside benim

"Cogumuz hala seni seviyoruz", olabilir mi?

"en çok da biz sevdik be abi" demeye çalışmış ama olmamış

"en sabit biz seviyoruz"... olmayabilir de tabi

"hala çok seviyoruz" da demeye çalışmış olabilir.

"Seviyorum ama kimi, en tatlı birini" de demek istemiş olabilir.

"hâlâ çok sevdiğimizden"

bence bunu demek istediler.

sen git ben geliyorum yazdığını kastetmişler gibi geliyor bana da. ama aynı cümleyi google translate'e yazınca başka şey yazıyor.

diğer cümleleri denemedim daha.

"çoğu ööyle durur biz severiz" :D onlar konuşur akparti yapar gibin

aha buldum.

translate.google.com

sen götürdün mü hocam hic?

çanakkale, apartmanda hem aile hem öğrenci var bissürü, iki kesimden de yemek, helva, aşure vs gelmişliği var biçok kez

dediğin tarzda şehirlere dolaşmaya geldiğimde de derin bir fesatlık hissiyle çevrelenmiş gibi hissediyorum genelde. hiç rahat edemiyorum.

erzurum iste, ne bekliyorsun ki.

bu anadolu insaninin misafirperverligi, yurdum insaninin safligi naifligi, muslumanlarin hosgorusu vs vs dunyanin en buyuk yalanlari.

@kurnaz: yemek pişirmiyorum hocam. götürmeme sebebimi de söyledim. sorun mantıklı ama buranın adetinde de ailede bekara götürmek var. adam "yav o kadar kokuttuk yemeği biraz dağıtalım." der lan. ben hiç apartmanı yemek kokutmadım daha.

arkadaşlar çok şükür istediğim şey yiyebiliyorum. derdim bedava yemek değil. demek istediğimi anladınız sanırım. yabani la bunlar.

ben 6 yıl boyunca istanbul şişli'de 40 dairelik (bak kırk diyorum, yazıyla da yazdım) bi apartmanda oturdum. birçoğu muhafazakar insanlardı (tanıdığımdan söylemiyorum bunu, giyim kuşamdan ötürü öyle sanıyorum) hatta bi keresinde şu "asansörden in görümcem binecek" mevzusunun bir benzerini yaşadım. dövmedim tabi, stop düğmesine bastım, in o zaman falan dedim asdjf neyse işte problem yaşadığım 2 komşudan biriydi bu (ki hangi dairede kaldığını bile bilmiyodum). diğer problemli arkadaş da 3 çocuklu bi ailenin babasıydı, terasta içki içiyorum, arkadaşlarımla konuşmalarımı duyuyomuş falan diye iki teras arasına duvar muvar vs çektirmemi istemiş yönetici aracılığıyla kulağıma gelmişti bu, ben de orası benim terasım istediğimi yaparım, ben onlardan rahatsız olmuyorum, eğer onlar oluyosa kendileri çeksin o zımbırtıyı deyip savmıştım. neyse uzattım konuyu. o 2 komşu ve kendimi çıkar 37 adet daire demektir bu. 6 yıl boyunca ramazandan, şeker bayramına, aşure bilmem nesinden bir sürü özel zamana kadar (özel bişey olmasına da gerek yok amk bekarım işte) bir lokma bişey ikram eden olmadı. onu bırak kapımı çalıp "nasılsın iyi misin?" diye soran bile olmadı. sadece birkaç kez yan komşularımdan yemek yapacağım zaman istediğim soğan, limon gibi ufak isteklerimi geri çevirmediler o kadar. benimle aynı kattaki 2 komşuya ben yemek yapıp veriyodum hatta. o limon istediğim komşuya aldığım limonu da koyduğum hamsili pilav yaptım verdim lan, dahası var mı? bekar halimle hamsili pilav yaptım, yanına istakoz salatası (onu hazır almıştım, hatta surimiydi sanırım) falan koydum, bayağı taşaklı bi tabak yaptım verdim yani asdjh ama onlardan tık yok? üstüne üstlük tabağımı bile geri vermediler lan :D

komşuluk ölmüş +1
bi de o kadar muhafazakar kesimin arasında hem erkek, hem bekar olunca ayrıca bi önyargı oluşuyo muhakkak. ve malesef gerçek islam bu.

bir şey yapmadan karşılığını beklemek bizim kültürümüzün rezil bir yanı. hiçbir insan sana hiçbir zaman bir şey getirmek zorunda değil. evde gürültü yapmaman ya da pis olmaman zaten olması gereken şey. böyle olarak kimseye bir şey vermiyorsun.

onun dışında yazdıklarında haklısın. kızın yorumu falan rezalet.

hiçbir şey almadan bir şey vermek de bizim kültürümüzün güzel yanı. tonla atasözü var bununla ilgili. bir o kadar da dini kaynak var ki sürekli buna değinmemin sebebi şehirin ve apartmanın muhafazakar olması.

o kültürde yine ailenin bekara yardımı öncelikli. gerçekten güzel bir şey ama bekarın aileye yemek vermesi falan burada kimsenin beklemediği şeyler. zaten tahminimce yemezler de. çöpe atarlar.

denizli'de okudum. karşı komşum öyle garip bi insandı ki bırak ramazanda bayramda seyranda yemek getirmeyi bi gün pasta yapacağı sırada yumurta, vanilin, hamur kabartma tozu ve unu benden almıştı. sonra da yamuk yumuk kesilmiş 1 dilim getirdi.

la o kadın bi de benden çamaşır askısını falan da istiyodu.

neyse, apartmanda epey bi süre kimse bana bişey getirmedi iyi muhabbetimiz olmasına rağmen. sonra ben götürmeye başlayınca gelmeye başladı bana da. ama ayıp yani öğrenciydik o kadar

ulan bizim oturduğumuz apartmana biri gelecek (bekar olmasına da gerek yok yeni evli çift ya da kalabalık aile de olur hiç farketmez), sırf evleri ana baba günü diye, mutfakları düzenlenemedi, ocakları kurulmadı, tabak çanaklarını kolilerden çıkarmadılar diye annem türlü türlü yemek yapar verir. hele bekar olsa, zorla eve alır, 10 kg şişmanlatır öyle koyar kendi evine.
insanların bir çoğunda tuhaf bi yabanilik, korku, önyargı, sevgisizlik vs var artık.

baba bekar adamdan korkuyorlar her an bizi sikebilir diye

boşveer. bunlar böyle.

ama mesela ben de kendimden örnek vereyim.

muhafazakarlıkla falan ilgisi yok apartmanda 8 akepeli 2 chpli var

ne akepeliden ne chp liden 1 tas yemek geldiğini görmedim

bunlar oorroosbu cocuuu.

inançları da göstermelik ibadeetleri de.

hace bektaş boşuna dememiş ne ararsan kendinde ara mekke de kudüste hacda değil

ben oturduğum evde (üsküdar) üçüncü seneme giriyorum. alt katımda oturan ev sahibimin iki kere (2) yemek getirmesi haricinde bana da getirmediler. ramazan ayında sabaha karşı balkonda soda açtım içtim diye bir komşunun ev sahibime "balkonda şampanya patlatıyorlar" dediği bir yer neticede. levent kırca skeci tadında yaşıyorlar hayatı.

Cok memleket gezdim.ilkinde 3 senem komsularimla yemek yiyerek gecti.bazen hic bisi yaptirmadilar,bazen corbayi ben yaptim,bazen salatayi.
ikincisinde komsularimi görmedim.ucuncusunde karsi komsu teyze beni camda beklerdi.ustumu çıkarmadan elinde tepsi o gun ne pistiyse.cok dua ettim.cok yedim yemegini.simdiki evimde ucuncusu kadar olamaz ama cok yemek yedigim bi yan komsum var.icten her lokmada yudumda dua ederim.ben de kapima gelen cocuklara ufak tefek birsey veririm.gonderirim.

haklisiniz.cok guzel birsey birinin bir kap yemek paylasmasi.hele acsan,disardan gelmissen,yalnizsan.

Buyuk sehirlerde insanlar acaba komsu begenmez mi, neyse daha iyi birsey yapinca gonderirim ya da aman o eskilerde kalmis diyerek yemek gondermiyor.

Insanlik kismen ölmüş kismen yasiyor.
hadi bugün bir komsuyu/cocugu sevindirin.

dogulu kadinlar yabanci erkeklerle iletisim kurmazlar. dogulu erkekler de evde durmaz ve yemek falan gibi islere mudahil olmazlar.

olayın şehirle ilgili olmadığını anlamamışsın bence.

ben de eskişehir'de yaşarken öğrenci halimle komşuma güveç yapıp verdim. bir gram da bir şey görmedim karşılık olarak. yaşadığım apartmandaki tek aile de onlardı. geri kalanı hep öğrenciydi.

kayseri'de neler neler yiyorum komşulardan.

kıyas yaparsak eskişehir tü kaka, kayseri çok kral demem gerek ama iş insanda bitiyor...

insanlara selam vermezsen neden sana yemek getirsinler?

E çiğ insanlar. Yeemeği pişiren kadınlar ya da onların kızları sana yemek getirmeye gelse namusları kaçar allah korusun. Adları çıkar; bekar adam ve bir kadın bir şekilde münasebete girmiş olur mazallah. E adamlar da sana yemek getirip "totoş" sınıfına giremeyeceklerine göre. Hayırlı olsun nur topu gibi bir yobaz toplumunuz oldu. Hiç daha boşuna beklemeyin. Beeelki çok çok çok yaşlı bir teyze bir gün acıyıp da böyle şeyler yapabilir; o da bahsettiğiniz o ortamda büyük şans olur.

Yerinizde olsam ben de mangallar, balıklar filan yapar, onlara kokuturdum :)

yolda selam vermeyeceğin adamlardan yemek bekliyorsun sen mi değişiksin onlar mı bilemedim.

erzurum'dayım aynı şeyleri ben de düşünmüştüm. ama kocasıyla kardeşiyle yemek gönderen, canınızın çektiği bişey olursa söyleyin diyen erzurumlu mesai arkadaşlarım da var. sorun komşuluk ilişkilerinde yani. komşuluk bitmiş gerçekten. hele bekar erkek komşuya bizim milletin bakışı malum.

konu buraya gelince aklıma geldi. ben ilkokuldayken kapı komşumuz üniversite öğrencisi bi rıza abi vardı. lan biz yemek gönderirdik her seferinde o da tabağı dolu vermek için yemek yapardı. annem yapma dedi dedi dinletemedi. sonra zaten aileden biri gibi olmuştu. nişanlısı gelip bizim evde yüzük atmıştı diye hatırlıyorum hatta:)

the ringo jets'ten başlayabilirsin. yerli malı yurdun malı.

elvis, çak berry.

@now im back

attım bookmark'a.

esas ben tenks ayıp ettin :)

www.youtube.com

status quo sanırsam rock and rolla'ya girer emin olamadım

gece çekimi olduğu için tercihen tripod kullanmalısın ve uzun pozlamalısın. doğal olarak diyaframda 2.0 ın altında olmalı bence.

fotoğraf için kullanılan lensi tahmin etmemiz epeeey zor :)

ama yığılmaya bakarsak geniş açıda çekilmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

bu tarz bi fotoğraf çekmek için uzun pozlama yapman ve tripod'a sahip olman lazım.

ek olarak

@playing star again'in dediği gibi manzara fotoğrafı olduğu için alan derinliğinin fazla olması gerekli. o yüzden diyaframdan ziyade pozlama süresini uzatarak ışıktan faydalanmak daha makul olur.

50 mm f4 iso 400 4/1

geniş diyafram olmaz o fotoda. tripod şart, düşük iso + epeyce uzun pozlama ya da yüksek iso (makine önemli) + nispeten düşük pozlama ve elbette iyi bir prime lens.

Fotoğraf kötü bu arada, sen böyle çekme.

Benim yasim 29.

Onun yasi 29-34.

Yas 26. 20-24 arasi olur.

Yas 26. Teoride 23-26; pratikte 27-29. büyük hatunlardan hoşlanıyorum.

Yaş 26. 24 25 olması kafi. Ancak hep 29 30 buldum bu zamana kadar.

yaşım 29
evlenmek isteyeceğim kişinin yaşı 23-24 olmasını tercih ederim ama aşıksam isterse 35 - 40 olsa da olur.
benim evlenmek istediğim yaş ise 35

25 yaşındayım. 20-25 aralığındaki taliplerimi bekliyorum.

erkeğim.

bu arada ideal evlenme yaşım 30 gibi duruyor... 23-28 yaşındaki bağyanlar uygun olur o zaman.

abi 20 yasinda kizla evlenilir mi, yapmayin.

42 yaşındaki arkadaşım 26 yaşında bi kadınla evleniyor yakında

24 yaşındayım. 25'te evlenmeyi düşünüyorum. Okul bitseydi bu sene evlenirdim.
Eşim de muhtemelen 24 yaşında olacak.

Erkeğim.

yani büyük bir kadınla evlenmek isteyen yok veyahut yaşıt.

ben varım. mesela yaşım 29, şahsen evleneceğim kadın için bence ideal yaş aralığı 25 - 35.

hot potato yazmis, kendi yasi ve +5 araliginda diye.

25

33-34 aslında hiç evlenmemek lazım da..

yaş 29. 5-6 yaş küçük olabilir. yıllardır düşüncem 32 yaşında evlenmek ; gelin adayı da 26-27 oluyor ki gayet makul bir değer oluyor.

türkiye'de evlenme yaşının 24'e çıkartılması taraftarıyım.

kadın 23-27 olabilir. tabi ben 30 olduğumda. 4 senem var.

bu arada kadın yaşı > (erkek yaşı/2)+7 kuralına inanırım.

25 erkek
30 35 yasinda olsa olur

33'üm. 25-26'yı geçmemeli.

30'um. 32 güzel bir yaş gibi duruyor evlenmek için.

kendimden 2-3 yaş büyük bir kadınla evlenmeyi isterdim. tercihim bu yönde olurdu. da, bu işler şöyle isterdim, böyle isterdime bakmıyor.

ne diyorlar ona, kısmet mi?

yaş 33. onun yaşı 25-30 arasında olsun isterim.

kadınlar da durum ne acaba?

yaş 29.

25 olmalı. 40 yaşında olsam da bu değişmez en fazla 25 olmalI :D

Erkeğe sordun diye yazmadım, kadın için ayrı duyuru olsaydı.. ama sordun yazayım.

25ken 26-29 arası olabilirdi. 30dan sonrasını "kart" bulurdum, hâlâ öyle. 20ler ne güzel cıvıl cıvıl.

30+, k.

@mandalina

şimdi peki?

22 yasindayim. Asik olursam direk evlenirim bu durumlarin yasi yok ya. Biz asik olduk mu direk evleniyoruz.

27 yaşıma geldiğimde 24-28 yaş aralığındaki bir bey ile evleneceğim. daha yaşlısı kartlaşmış oluyor :(

Yardım için izinsiz para toplama yetkisi kanunla belli derneklere verilmiştir (sayıları 5-6 tane). Bunun haricinde para toplamak için mutlaka izin alınması gerekmektedir. Aksi takdirde paraya el konulur üstüne de para cezası verilir. Para toplamak için izin alınması gereken makam Valilik sanırım.
(git:www.dernekler.gov.tr)

valiliğe gideceksin gardaş.

şahıs hesabında gayriresmi olarak toplayın. ya da crowdfunding sitelerinden birinde toplayın. yoksa prosedür sizi öyle bir uğraştırır ki, neye uğradığınızı şaşırırsınız.

sağ tıklayıp kaydetmezsen geçici internet içeriklerinin içine atıyordur muhtemelen.

bilgisayara indirmiyor. önbelleğe alınıyor. sayfayı kapatınca siliniuyor.

@air

kimse döviz için %10 faiz vermez. yanlışın var.

yaşadığın şehre göre durum değişir. şöyle ki;
eğer büyük bir şehirde yaşıyorsan, sektördeki en büyük kurumsal bankalardan bir iki tanesini seç. birde ufak ama agresif büyüme politikası güden banka seç.
şehirdeki en büyük bireysel şubelerini tespit et. İstanbul için bir şey diyemem gerçi onlarında bazı şubelerinde ister istemez döviz bol bulunur.
ardından hepsi ile teker teker konuş.

yaşayacağın en büyük sorun parayı yatırmaktan ziyade çekmek istediğin zaman olur. eğer parayı yen olarak çekmek istersen en az 1 ay önceden bildirmeni isteyebilirler. bunu öğren. ayrıca parayı yatırmayı kabul edecek bir şube bulursan sana her ihtimalde geri çekmek istediğinde tl çekmen konusunda baskı yapacaktır. sende çaresiz kalıp "nalet olsun tl verin" demeden önce kur pazarlığı yap. sana özel kur almalılar. çünkü piyasa kuru ile banka kuru farklıdır. banka kurundan geçirmesinler sana. yatırırkende bunu sor öğren. de ki "bozdururken tl istersem bana piyasa kuru verecek misiniz?"

bunun dışında parayı tanımadıkları için, her parayı spesimen kataloğundaki bilgilerle teker teker incelemeleri gerekeceğinden para yatırma işlemin 1 günden uzun sürebilir ve çoğu hatta hiç bir bankanın şubesi böyle bir operasyonel hamallığın altına girmez. bu sebeple özellikle bu iş ile ilgilenen, sık sık döviz işlemi yapan şube önerdim.

İstanbul ya da Ankara'da direk konsolosluğu ya da büyükelçiliği arayıp sık çalıştıkları bankaların şubelerin adreslerini öğrenebilirsin. sürekli himet verdikleri bir şube varsa şube yen para birimi konusunda uzmanlaşmış olabilir.

diyeceklerim bu kadar. şimdiden kolay gelsin.

Kuveyt Türk.

@cliquot'un söylediklerini dikkate alın tabii ki.

(bkz: blue balls)

osbir gerekli yani arada. yoksa ağrıdan hastanelik bile olabilirsin.

mastürbatif eylemlerde bulun ;_;

testis torsiyonu olabilir. böyle iki büklüm edecek kadar şiddetliyse ağrın bi doktora git. yok eğer değilse de bileğine kuvvet ;_;

Ayakları yukarı uzatarak yat.. ağrın azalırsa doktora koş. Varikosel olabilirsn

Varikosel olabilir veya blue balls
Çek desek de cekmeyecegegin icin doktora git bence

porno izleyip yatmak nedir abi... sanırım dini bir durum, ben yine de çare mastürbasyon diyorum.

ha şu an feci ağrı varsa yine bi doktora gitmek iyi olabilir.

şu sorun için bir insan neden travestiye git desin ki? istiyorsan git tabi ama bizi bahane etmeye çalışma

Bir ilaç olarak 31

mastürbasyon yap bence. bir de ilk defa yapacaksın, var ya efsane olur şimdi. kova falan ayarla :D geçmiş olsun.

Bunu kendine neden yapıyorsun dostum bilmiyorum ama; boşalman gerek..
Arkadaşların Varikolsel demesine katılıyorum.. İhtimal dahilinde.. Ama öncesinde içindeki şu cerahatten bi kurtul..

asılma. mastürbasyon zararlı

biran önce doktora git

kendimden biliyorum, boşalman lazım. teknik terimleri bilmiyorum ama erekte olup boşalmazsan testislerde inanılmaz bir ağrı yapıyor. senin de porno izleyip yatman bu sonucu doğurmuş. o acı düşündüğüm gibiyse bildiğin yürüyemiyorsun bile. boşalınca geçiyor, doktora gitmene gerek yok.

Oha supermis hakkaten deli masturbasyon olur, valla ozendim.

yalnız blue balls durumunda da bacaklar açık bir şekilde yukarı kaldırıldığında ağrı azalıyor. yanlış yönlendirmiş olmayalım. çek +1 diyorum ben de. ilk osbirim geldi aklıma hey gidi asdfg

bu durumda git tuvalete 31 çek. başka yapacağın hiçbir şey yok.

rüyada boşalmayı tercih ediyorum ne demek ya asdafh son zamanlarda okuduğum en acayip cümle. RÜYAMDA BOŞALMAYI TERCİH EDİYORUM. başka evde elalemin yatağına kanepesine boşaldığında ne yapmayı planlıyorsun?

herkesin yaptığını yapmıyo diye birileri yine nasıl dışlanmış. çekmiyorsa çekmiyor lan size ne?

porno izlemeyip uyumayı bırak, erekte olup boşalamadığın için var o ağrı. ağrın biraz azalır ama doktora da git, o rüyalar zaten vücudun ihtiyacı dolayısıyla görülüyor, bi sorun olabilir.

yalniz ruyanda carsafa (hatta carsafi deler yataga kadar gecer) bosalinca annen kizmiyor mu oglum bu ne sular seller goturmus diye? bence kontrolsuz guc guc degildir.

şimdi bir ağrı var bunu teşhis etmişsin,boşalınca geçtiğini düşünüyorsun,söylüyorsun, boşalman gerektiğinin farkındasın o zaman.boşalmak içinde rüya yöntemini uyguluyorsun ama bu istenilen sıklıklarda olmadığı için testislerinde baskı hissediyorsun.demek ki boşalma yöntemini değiştirmelisin arkadaşım.yöntemlerde belli; masturbasyon ya da düzenli bir seks hayatı,yazdıklarına göre ikinci seçeneği eliyoruz.evraka diyerek çare masturbasyon.çek kurtul kardeş...

Ergenlik dönemine sonrası bir erkekte sperm üretimi başlar, devamlıdır hiç durmaz.

Bu üretilen spermler bir kesede toplanır ve boşaltılmaya hazır beklerler, arkadan da devamlı sperm üretimi olur ve bu keseye boşalır, bu kesenin bir kapasitesi, bir hacmi vardır bu kapasite dolunca kasıklarda dolgunluk hissi artar ve tabiî ki cinsel istekte artar ve yoğunlaşır eğer boşalma ilişki veya mastürbasyonla gerçekleşmezse kasıklarda ağrı, aşırı cinsel istek başlar..

şeklinde açıklamalar var internette. Sen o spermi testislerinden uzaklaştırıp rahatlatmaya bak.

a clockwork orange ile başlayayım tahmine.

@scent of a pastrami daha türk tipli elemanlar bahsettiklerim. film türk filmi dahi olabilir. biri bıyıklı adamlardan. a clockwork orange kolay oldu tahmin için. :)

marjinal tipli serseri falan diyince ilk o film geliyor akla :)

daha çok detay lazım...

@scent of a pastrami elemanlardan birinin sarı gözlükleri var, kameranın dibinde olan bu karakter diye hatırlıyorum, dişleri de ayrık sanırım. bıyıklı elemanın saçları uzun diye hatırlıyorum, memoli tarzı. gömlek ve ceket tarzı giyimleri vardı.

img-s2.onedio.com

cdn.miramax.com

images5.fanpop.com

evet the big lebowski de mantıklı :)

@scent of a pastrami filmi buldun :) sonunda kafam rahatladı, çok teşekkür ederim.

@godoşu beklerken bu da tanıma uyuyor ama big lebowski de a clockwork orange gibi kolay olurdu tahmin için, teşekkürler sana da :)

@godoşu beklerken cevap trainspotting, işte aklımda türke benzedikleri kalmış ama bir tek bıyıklı eleman benziyor. :)

harici wifi adaptörü/anteni - external wifi adapter

dark marka var bende. çok büyük etki etmiyor ama. alt kattaki bağlantıyı 2 çubuk çekiyorsa fullüyor. o kadar.

Çok performans falan bekleme, gelen sinyali daha fazla toplamak çok daha zor. Harici güçlü bir adaptör alacaksın harici antenli. Ama dediğim gibi çok daha zor.

zamanında olayı çok daha prof. zihni sinir tarzıyla çözmüştüm. ufak bir anten çanağı, bir wifi alıcısı, alıcıyı pcye bağlayabilecek uzunlukta bir usb uzatıcı kablo, bükülerek şekil alabilen bir tel, biraz da bant. wifi alıcıyı çanağın ortasından belirli bi uzaklığa sabitlediğinde on numara performansla kullanabiliyorsun. o uzaklığı bulmak içinse. ((Çanağın Çapının Karesi) bölü (Derinlik çarpı 15)) sana gerekli uzaklığı cm cinsinden veriyor :) (buradaki derinlik çanağın derinliği yine cm cinsinden) teli de tam bu uzaklıktan çanağın ortasına bakacak şekilde büküp wifi alıcını da ön yüzü çanağın içine bakacak şekilde bantlarsan, tek yapman gereken yeni wifi çanağını kaynağa doğru çevirmek olur :)

ben de rammstein'ın kebapçıda fotoğrafını görmüştüm. işini görürse...

youtu.be


buyur usta

çünkü çok tatlıyız

ab'ye almayacaklar gibi birşey yok. eu acquis gereği almayacağız ama oyalıyoruz gibi birşey de mümkün değil. türkiye ey üyesi olur ya da olmaz farketmez. -ki bence ülkeler kendi parlementolarında türkiye üyeliğini kabul etmemeliler türkiye tüm şartları sağlasa bile- aday olan her ülkeye yapılan yardımlar bunlar.

Isbirligi ve koordinasyonu artirip entegrasyonu saglamak icin.

o kadar vergilerden indirimler yapılıyor ab ülkelerine verdikleri 3 kurus hibeyi mi sorguluyorsun :D

Türkiye Cumhuriyeti'nin aday ülke olarak Avrupa Birliği'ne ödediği paraları bildiklerinden?

AB o paraları zaten üye ülkelerden topluyor. En basitinden aldığın erasmus hibesi, türkiye'den kaç kişinin erasmusa gideceği ulusal ofisden çıkan paraya bağlı.

Fakir ama ruhsuz seçerdim. İpneliğine.

Zaten bayan ya da kadın da değilim ;_;

hangisiyle daha iyi anlaşıyorsam. romantik olması anlaşacağım anlamına gelmez. ben de romantik değilim.

ya ne cevap bekliyorsun zengin ve ruhsuz tabii ki.
vıcık vıcık ve fakiri kim napsın allasen?

Erkegim ama 1i secerdim.

Zengin ve ruhsuz olanı.

Romantik erkek denildiğinde aklıma gelen de şu: www.youtube.com

eve yeni geldim. başıma güneş geçti. acayip yorgunum. uzanıyorum.

ben de evimin bir odasında içiyom ama sarhoş olamıyom, tatilde çok yüksek içmişim galiba

Yoo ne alakası var bende aynısını yapıyorum hatta arkadaslar cağırdı gıtmedım bile :)

omegle'dan ingiliz bir adama dertlerimi anlatıp başını şişiriyordum. konuşmayı sonlandırdı.

panpa tam orta yaşlarda otel odasında ölü bulunmalık tablo çizmişsin

biz iyiyiz hoşuz da sen gidicisin galiba :D

Canercuxy yok be olum dinlenmeye geldim :)) ama öğlen aklıma geldi bu, ulen dedim ölmiyeyim buralarda diye :))

valla en son rahmetli azer bülbül de dinlenmeye gitmişti. sabah cesedini titrer şekilde buldular :D

müzük balkon sigara ;_;

www.youtube.com

ibrahimovic, su, kaşıntı, evlilik üstüne düşünmeler.

futbol menıcır ikibin15 oynuyorum bi yandan da psg chelsea maçına bakıyorum

Saatlerce bisiklet sürdüm, enerji doldum uyuyamıyorum. Ama totom ağrıyo daha fazla süremem.

Canercuxy amaç ne kanka :)

www.youtube.com

Bunu izliyom. Bir ben mi hayattan zevk almayan asosyal tip görünümündeyim şu anda? :/ Kola da içiyom sayılır mı?

Bebek mamasini icerken esimin be yatagin ustune sicti :) daha dogrusu ishali tasti. Carsafi alezi temizledim makinenin icine attim, bebegin altini degistirdim, uyuttum, yatagina koydum. Simdi yeniden uyumaya calisiyorum ki 2 saat sonra kalkabileyim

film seyrediyorum ve boyama kitabı boyuyorum.

iki sayfa boyadım bu akşam. fena değil :)

aylar geçti, seneler geçiyor. @john hep sıkıntılı, hep napıyorsunuz diye soruyor.

entel bunalım filmi gibisin @john. kusura kalma.

Buruk buruk oturuyorum özlediklerim var keşkelerden tren yapıp durmakla meşgulüm

ben de içiyoruum ÜLKEMİZ ÜZERİNDE OYUNLAR VAR ÇÜNKÜ BOR MADENLERİ VE JEOPOLİTİK. OÇLAR YA

Bu gece herkes içiyor, kıskandım. "Ben de mi içsem" diye düşünüyorum. Normalde internetten dizi izliyordum, şurada da bir şarap olacaktı.

2 gündür sadece 6 saat uyudum. herhangi bir sebep yok, tamamen huzursuzluk. çözmeye çalışıyorum. özet: www.youtube.com
bi de sıcak havadan nefret ediyorum.

Doğumgünüm bugun ama hic kutlamak istemiyorum. Zorla pasta kestircekler o mum zorla uflencek uf uf. Rituellerden nefret ediyorum. Bir tek hediye alma kismi guzel eheh.

deli gibi gezmeme rağmen dün 2 buçuk 3 gibi yattım ama ne hikmetse 5 te uyandım zorla 8 e kadar anca uyudum şimdi saçma sapan takılıyorum pc de, torrentten dizi film indirmece, az biraz sonra kuaföre ineceğim falan. salı günü güneydoğuya gidiyorum, bi bakıma da korkuyorum başımıza bi iş gelir falan diye:( ortalık karışık :(

@acediac tesekkur ederiiim ^^

ticarette ayıp olmaz. durumu izah edin.

Gayrimenkul şuan tavan durumda ama düşecek siz 180 bin çekerseniz kesin alıcı var mı ? 3-4 ay sonra 160bine bile satamayabilirsiniz.

"160 bin dediniz he dedim adam gibi araştırsaydınız o zaman piyasayı sizin sikinizin keyfine göre mi iş yapıyoruz yarrak kafalılar"

diyebilir kiracı. dikkat etmek lazım

180 bine alıcı var mı yok mu bilmiyoum. ev ilanda değildi zaten. içindeki kiracı teklif yaptı almak için ilk. 180 bine ilana koysak alıcı çıkar mı bilmiyorum ama bizim eve benzer evler aşağı yukarı 180 binden ilana verilmiş.

dinsiz adam, terbiyeli ol az.


falling, kiracınıza uygun bir açıklama yapın. o zaman satsaydınız sorun yoktu ama piyasa değişir.ev fiyatları tam tersine düşse belki de almaktan ilk o vazgeçecekti evi. yukardaki arkadaş güzel söylemiş. ticarette ayıp olmaz.

2 ay az bir süre değil. kapora falan da alınmamış..adamı arayın alacak mısın diyin biraz daha sonra alacağım derse fiyat aynı olmaz yalnız diyin. bu arada sahibinden.com a inanmayın 350bin fiyat yazılı evi 300 bine aldık. fiyatlar şişirme..

180000 yazılı olsa da o miktardan atışlar oluyor mu? Evin civarındaki son satışları öğrenmeye çalışın, 180000'e giden ev olduysa da yine alıcı bulma sıkıntısı çekmek istemezsiniz, 170000'de anlaşın :P

yirmi bin lira için itibarınızı zedelemeyin.

o kişi şuan 160 bini toparlamak için ciddi maliyetlere girişmiş olabilir. caymanız durumunda çok büyük zarar edebilir. bunun vebali size olur.

ticarette ayıp gayet de olur ve bu yaptığınız da büyük ayıp olur. el sıkışmışsınız, ya o eli kesin atın ya da o evi o paraya satın.

Hocam 20 bin lira için itibarı zedelememe olayı milyon liranız varsa ve söz konusu kişiyle ticaretinizin sürekli olacağına inanıyorsanız mantıklı. Bunun dışında bulşit.

Ufacık meblağlar için insanlar canlarından olurken... Neyse, zaten 20 bin lira önemsiz bir tutar olsa buradan sormazdınız.

kızmışsın ama dinsiz adam haklı. benim başıma böyle gelse, türlü fantazilerle yerin dibine sokar ve almaktan vazgeçer evden de çıkardım.

para önemli şey, ama itibar daha önemli...

Önce bir emin olun. Bir tane internet sitesi yüzünden insanların planlarını bozmayın. Düzgünce o evin fiyatı nedir bir öğrenin. Gerçekten 20 bin fazla ise adamla konuşun. Kredi çekmişse faizini falan ödeyin. Olmadı bir ay kira almayın. Özürünüzü dileyin kapatın konuyu.

burada asıl soru evdeki kiracı çıkarsa kiracı bulabilir misiniz? :)

İyi de sahibinden.com'da bütün emlakçılar o 160 bini şişirip, ev sahibine istediğini verip, aradaki farktan alabildikleri kadar alabilmeye çalışırlar. Alıcıya da "Ev sahibi 180bin diyor ama bekle ben sana 165'e kapatacağım." falan der. Dilerseniz bir emlakçıya gidip bizim evin ederi nedir diye sorun.

Ticarette ayıp olayında da, "Ağzımızdan çıktı artık." diyip verenler de var. "180 veren var kardeşim banane, veriyorsan ver, vermiyorsan kusura bakma." diyenler de var. Orası size kalmış.

@retiredcolonel +
Ev fiyatlari artsa da, kendi değerimizi düşürmemek lazım.

sahibinden'deki ilanların çoğu emlakçı+pazarlık payı düşünülerek konulmuştur. hazır müşteriniz varken böyle bir riske girilmesi hem mantıklı değil hem de hiç etik değil.